Gümüşhane Kürtün ilçesi Bağlama, Kırgeriş, Damlı köylerinin sürpriz bir Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Trabzon Şalpazarı Gökçeköy mahallesine bağlanması Gümüşhaneliler ve özellikle anılan köyler üzerinde şok etkisi yaptı.
Haberi öğrenince sorumluluğumuz gereği teyidini yaparak kamuoyu ile öncelikle açıkça ilk defa biz paylaştık.
Siyasi bir karara asla siyasi pencereden bakmadık. Ucuz siyaset malzemesi ve polemik yapılmasına çanak tutmadık. Hemen parti ve ittifak penceresine geçenleri ihtiyatla karşıladık. Bu kesinlikle bir yanlış anlaşılma ve hatalı bilgilendirme ile siyasi nüfuz kullanarak haksız bir tasarrufta bulunmadır.
Biz en az Trabzonlu kadar Trabzon’u severiz. Bir milletin evlatlarıyız. Böyle politik kararlar dostluk ve kardeşliğimize asla gölge düşüremez. Bu yanlış hesaptan en kısa zamanda mutlaka acilen dönüleceğini bekliyoruz.
Kaza olarak gördüğümüz bu hatalar telafi edilip kanayan kamu vicdanı acilen tedavi edilmelidir. İnsanları için için yakan demoralize eden, haksız, adaletsiz kararın göz ardı edilir veya savunulur, mazur görülür hiç bir tarafı yoktur.
Gümüşhane’nin sınırları çok büyük ölçüde binlerce yıldır dağların avucundaki zirvelerde vicdanlarda şaşmaz komşuluk, adalet terazisinde belirlenir. Orada kuşaktan kuşağa her köyün sakinleri bunu kesintisiz bir vasiyet ile aktarır.
Zira bu ihmale gelmez. Zaman zaman küçük ölçüde problemler yaşanmasına rağmen sulh ile neticelenen kadim köy yayla sınırları barışın, kardeşliğin, dostluk geleneklerinin değişmez komşuluğun simgesi olmuştur.
Zirvelerde vadi yamaçlarında hatta akraba, komşu ve aynı boyun aynı soyun Çepni Türkleri’nin huzur yurtlarıdır. Oralarda insanlar uzlaşma, halleşme, helalleşme kültürünü coğrafyasına yedirmiş nesilden nesile aktarmış hal bilir yol bilir, yordam bilir töre bilir emsalsiz ak saçlı insanlarla doludur.
Kırgerişli Hayri Düzgün amcanın 1 ve 2,5 yaşındaki ciğer pareleri iki yavrusu gece yanlarında yataklarında donarak ölmüştür. Evlatlarından birinin kaskatı minik bedeninin kefeni eşinin eteği diğeri de şeker torbasının bezi olmuştur. Bu kefenlerle gömülen minik yavruların cephelerde vatan millet müdafaası için şehadet şerbetini içtiği kanlı elbisesi ile gömülen askerden ne farkı vardır?
Bu köylerde sınır köy aidiyetini tayin edecek ölmez ruh işte bu ruhtur.
Dünyanın neresinde olursa olsun hiç kimsenin köyünü bir oldu-bitti ile başkasına vermenin savunulur izah edilir hiç bir tarafı yoktur.
Kürtünlü Kemal Koca isimli bir hemşerimizin güzel bir yorumunu sizinle paylaşmak istiyorum:
“Allah o insanların vatan sevgisini herkese nasip etsin. Güçlünün güçsüze hüküm sürdüğü bir akışa doğru gidiyor. O, köyünü, vatanını aç susuz yokluk, sefalet içinde evlatlarını kaybetmeyi dahi göze alarak oralarda tırnaklarıyla o memleketine sahiplenme duygusu ile oraları kendine yurt edinen kişilerin hakkını hukukunu korumakla yükümlü olan devlet, güçsüzün hakkını güçlüye vermede bir sıkıntı görmeyen, yılarca tuz ekmek yaylacılık komşuluğu yapan yıllarca bir arada geçinip giden bu insanların arasına devlet eliyle nifak tohumları eken bu etkili yetkili şahsiyetler, bu vebalin hesabını vereceğini de bilmeli!
Umarım bunu bilen gören bu insanları terörize etmekten uzak durur. Her iki tarafında hakkını hukukunu kollar korur gözetir. Hasmahane tutumdan uzak durur. Bir gün hak adalet yerini bulur”
Bu yanlışın düzeltilmesi için Ankara’ya İçişleri bakanı Sayın Süleyman Soylu, MHP yetkilileri, Eski Adalet bakanı hemşerimiz sayın Mahmut Oltan Sungurlu ile görüşmeye giden heyeti tebrik ediyoruz.
Bu temaslardan ümitle dönülmesine rağmen acilen hukuki süreç başlatılmalıdır. Bu süreç kesintisiz yanlıştan dönülünceye kadar bir ibadet anlayışı ile sürmelidir. Bu temasların sayın Cumhurbaşkanı, MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli ve ilgili yetkili her zeminde sürdürülmesi şarttır. Yine şehrin ilgili yetkili iktidar, muhalefet, siyasetçi, STK yöneticisi, medya mensubu her sosyal ve siyasal kesime ait hemşeri ve haklıdan yana tavır koymak isteyenin boynunun borcudur.
Kaçak güreşip öyle topu taca atan, edilgen pasif tavır sahiplerini hüzünle izliyoruz. Siyaset memleket için yapılır ama önce kendi doğduğu doyduğu memleket başta gelir. Kendi memleketine vefa gösteremeyenden ne Gümüşhaneli ne STK mensubu ne siyasetçi ne de iksiri sıfat konumu ne olursa olsun adam olmaz!
Sadece mazeret üretenden ne köy ne kasaba olur. Biz ne kimseye karşı ne de kimsenin yanında değiliz. Elbette siyasi bir kimlik, kişilik ve duruşumuz vardır ama burada öncelik Gümüşhane’nin uğradığı haksızlığa engel olmaktır.
Gümüşhane ve ülkenin öncelikleri bütün siyasi menfaatlerden önce gelir. Sadece gariban çaresiz şok yaşayan hakları köyleri yaylaları elinden alınan o köylülerin sonuna kadar yanındayız. Kimseye hiç bir ahlak dışı söz etmedik etmeyiz. Sadece maruzatımızı arz ederiz. Çünkü burada küçük siyasi hesapları aşan bir vefa örneği karşılıksız memleket sevdası vardır.
İşte her şey burada başlar. Bütün vatan coğrafyası inanç kültür ve Turan yurtlarına mazlumun olduğu her yere uzanan haktan yana bir duruştur. Bu davadan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu sadece vefamız ve kendimize saygının gereğidir. İsminin başında Gümüşhane olan her parti, STK vb. “Gümüşhaneliyim” diyen herkesi bu haklı mücadelede taraf olmaya çağırıyoruz.
“Gümüşhaneliyim” diyen herkesi o üç köyün konuşan dili, sesi, soluğu olmaya çağırıyoruz.
Devam eden süreçte gayret edenleri ve sırt üstü yatanları kamuoyu nezdinde ifşa etmeye birer birer çekinmeden hesaba çekmeye devam edeceğiz. Dostlar dar gün zor günde fırtınalı havada belli olur. O koltukta Gümüşhane’yi şehri haklıyı savunmaktan acze düşmüşsen lütfen yerini daha yürekli gayretli birine koltuğunu terk et!
Dünyanın neresinde olursan ol ses ver. Zira bu yürek yakan hikayelerle dolu feryat destek verecek sahiplerini bekliyor. Zirvelere çıkmak çok zordur ama oralara tutunmak ilkeli duruş adalet hakkaniyet ve maharet ister. Oraların havası, rüzgarı, fırtınası, dumanı, kara bulutu, yağmuru, çamuru, karı boranı çoktur. Zirvelere çıkmak çok zor kalmak tutunmak daha da zordur. Bunun için feraset, basiret hakka sadakat ve gayret ister. Aksi takdirde gereğini yapamayan herkes mutlaka tasfiye olur. Silinme önce gönüllerde başlar sonra hayatın her alanında kendini gösterir.
Kendine gel ey etkili ey yetkili!
O koltuklardan kimler geldi kimler geçti. Bu şehirden kimler geldi kimler geçti?
Konumunun koltuğunun hakkını veren baş tacı edilir.
Selam olsun yanlışın karşısında doğrunun yanında Kuşakkaya, Ziğana, Abdul Musa Tepesi, Tersun Dağı, Sakal Tutan ve Gazi tepesi gibi dik duranlara!
Sabri ŞENEL / 29.12.2021 – Ümraniye/İSTANBUL