İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın katılımıyla İstanbul’un kurtuluşunun 99. yıl dönümünde Taksim’de “Çelenk Sunma Töreni” gerçekleştirildi.

Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda gerçekleştirilen törene: İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, şehrimize ilk giren ordumuzu kumanda eden merhum Şükrü Naili Paşa’nın torunu Prof. Dr. Nilüfer Gökberk Tapan, il protokolünün temsilcileri, muharip gaziler, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

Vali Yerlikaya, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Sivri ve İBB Başkanı İmamoğlu Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sundu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul’un Kurtuluşuna ilişkin tebrik mesajları okundu.

“İstiklâl Savaşımızın Bütün Kahramanlarını Saygı ve Rahmetle Anıyorum”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mesajında, “İstanbul ilimizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde vatandaşlarımıza tebriklerimi iletiyorum. İstiklâl mücadelesi, vatanı canlarından üstün tutan, kahramanlıkları ile tarihe mal olan tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin emsalsiz fedakârlıkları, aziz milletimizin bağımsızlığına ve özgürlüğüne sahip çıkma kararlılığı sayesinde zaferle neticelenmiştir.

Böyle kutlu bir anlayışla, kadim medeniyetimizin mirası üzerine kurulan Cumhuriyetimizi kazanımlarıyla korumak, yaşatmak, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak, yeni başarılarla daha da güçlendirmek suretiyle geleceğe taşımak için büyük bir azimle çalışmaya devam ediyoruz. Bu inançla, İstiklâl savaşımızın bütün kahramanlarını saygı ve rahmetle anıyorum. İstanbul’un bu gurur gününü tekrar kutluyor, tüm vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum.” dedi.

Törende, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun anıt şeref defterini okuması ve imzalanmasının ardından Vali Yerlikaya katılımcılara hitaben bir konuşma gerçekleştirdi.

“İstanbul, 1453’ten Beri Burçlarında Şanlı Sancağımızın Dalgalandığı Şehirdir”

Vali Yerlikaya konuşmasında, “470 yıl cihan İmparatorluğuna başkentlik yapan, medeniyetimizin baş tacı İstanbul’umuzun işgalden ve esaret zincirlerinden kurtuluşunun 99. yıl dönümünde sizleri kıvanç ve saygıyla selamlıyorum.

İstanbul, sadece bir şehir değil, 1453’ten beri, burçlarında şanlı sancağımızın dalgalandığı, her bir köşesinde sesimizin yankılandığı şehirdir. İlk sözümüz, son nefesimiz, ekmeğimiz kadar kutsal, yeminimiz kadar vazgeçilmezimizdir İstanbul.

Ancak bu kutlu şehir, 13 Kasım 1918’de fiilen işgale uğradı. 55 parçadan oluşan demir yığını düşman gemileri, Boğaz’ı yara yara ilerlerken, koskoca bir milletin de boğazı düğümlenip sinesinde koca bir yara açıldı. O acı dolu anlara şahit olanlar arasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk de vardı.

Kartal istimbotuyla Haydarpaşa’dan Galata’ya geçerken gözyaşlarına hakim olamayan yaveri Cevat Abbas’a bakıp, tarihe geçen ‘Geldikleri gibi giderler.’ sözünü söylemişti. Kurtuluş mücadelesinin ilk ateşi işte tam da o anda, o sözlerle yakılmıştı.

16 Mart 1920 tarihinde resmen işgal edilen İstanbul’da gökyüzü gri, maviliğiyle övündüğümüz Boğaz’ımız kapkara kesilmişti. Sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun dört bucağındaki her hanemizde aynı yas, aynı acı vardı. Acının da yasın da adı İstanbul’du. Zira kadını erkeği, genci yaşlısıyla ayaktaydı İstanbul. Mitingler düzenleniyor, gazeteler basılıyor, koca bir millet kendine biçilen kefeni ebediyen yırtıp atmak için el ele veriyordu. Halide Edip, Sultanahmet Meydanı’nı dolduran 200 bin kişiye gözünden yaşlar akarak haykırıyordu:

Türkiye’nin istiklal ve hayat hakkını alacağı güne kadar hiçbir korku, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağız. Yedi yüz senelik tarihin ağlayan minareleri altında yemin ediniz.” dedi.

“Kurtuluş Günümüz Kutlu Olsun”

Vali Yerlikaya konuşmasının devamında, “İstanbul bir sevda türküsüydü gönüllerde yakılan, kurtuluşun ve umudun diğer adıydı bu. Milli Mücadele’nin tüm hazırlıklarını Şişli’deki evinde yapan Mustafa Kemal Paşa, bir milletin makûs talihini yenmek için Bandırma Vapuru’yla o çok sevdiği İstanbul’dan ayrılıyordu. Ama sonu mutlak vuslattı.

Milli Mücadele’yle, koskoca bir millet yeniden ayağa kalkmış, Sakarya’da, Afyon’da ve Dumlupınar’da tarihi yeniden yazmaya başlamıştı. Zafer bizimdi, Türk Milletindi. 3. Kolordu Komutanımız Şükrü Naili Paşa komutasındaki ordumuz İstanbul’un hüznünün, İstanbul’un yasının bittiğini 6 Ekim 1923 günü şehrimize şanla ve şerefle girerek haykırdı. Boğazımızdaki düğüm çözüldü, sinemizdeki yara kapandı.

İşte o gün işgalciler, tam da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi geldikleri gibi bir daha gelmemek üzere gittiler. Hem de şanlı ay yıldızlı bayrağımıza selam durarak. Tantanayla gelenler, sessizce terkettiler Boğaz’ımızı, her bir semtimizi, sokağımızı. İstanbul esaretten kurtulmuştu.

Ne diyordu Gazi:

İstanbul, millî mücadelemizin devamı müddetince millî ve vatanî aşkımızın kutsî ve yüksek bir mihrabı olmuştur. Bundan sonra da hiçbir olay, hiçbir kuvvet, ruhumuzu bu kutsal mihraptan çeviremeyecektir.

Evet, hiçbir olay, hiçbir kuvvet ruhumuzu bu kutsal mihraptan çeviremeyecek. Bu duygularla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kahraman silah arkadaşlarını, Şükrü Naili Paşa’mızı, canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükran duygularıyla yâd ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Kurtuluş günümüz kutlu olsun.” ifadelerini kullandı.

Tören, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı’nın konseriyle sona erdi.