1975 Üniversite yıllarımızdı. Bursa Çakırhamam semtin de bir yurtta kalıyordu. Bura da ülkemizin her yöresinden gelen gençlerle tanişma fırsatımız olmuştu. Yurt, bize o anarşi, cinnet dönemin de, koruyucu bir anne kucağı olmuştu. Konaklama ücreti, ailemizin karşılıyabileceği uygunluktaydı. Orası, sıcak bir yuva olmuştu bizim için...

         O günler de yurda yakın bir otel vardı. Sokak arasında, salaş bir yapıyı. Pek giren çıkan belli olmuyordu. Ancak bir müddet sonra, bilhassa gece yarılarında "kurtarın beni ne olur" diyen kadın feryatları gelmeye başlamıştı. Bu feryatlar, haykırışlar arttıkça, geceleri çoğu kez uyuyamaz olmuştuk. Uyku düzenimiz bozulmuştu.Orada neler oluyordu. Zaman zaman karakola şikayette bulunuyor ama çözüm olmuyordu malesef...

        Bir gece, yardım çığlıklarına dayanamayan arkadaşlar, otel yönetimini uyarmaya niyetlenmişlerdi. Beş on arkadaş gece yarısı, biraz da korkutmak maksadıyla otele gitmişlerdi. Ancak arkadaşlarımız sonradan işin içerisinden zor sıyrılmışlardı. "Size Ne" demişlerdi birileri. Sonra öğrendik ki o otel bilhassa anadolu'dan evlenmek maksadıyla erkekler tarafından kandırılıp getirilen, sonra da satılıp pazarlandığı mekan olarak kullanılıyordu. Bu nasıl bir insanlıktı. Bu nasıl çaresizlik...

          Bu milletin evlatları, kadınları ve kızları para karşılığında satılıyordu göz göre. Bu insanlıkmıydı. Ama malesef sistemin acı gerçeklerinden birisiydi bu durum. Hatta vergilendiriliyor kadın bedeni veya işçisi. Oysa kadına saygı duyan, kadın haklarından bahseden kişi ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, bu haksızlığa, çaresizliğe sahip çıkmalıydılar. Çünkü kadın annedir, abladır, kardeştir, teyzedir, haladır. Ona yapılan haksızlığa dur demelidir herkes. Kadın hiç kimsenin gayrimeşru tatmin aracı olmamalı. Kadın bedeni satılık olamaz. 
       Hiç kimse kendi iradesiyle kadın veya erkek olarak yaratılmamıştır. O Allah'ın taktiridir. Ama kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen farklılığını da biribirine karıştırmamak şarttır. İki cinse verilen farklı rol duygu, estetik, fiziksel farklılık, bizlerin ellerin de olan şey değildir. Bütün canlılar gibi, insanlığa karşılıklı verilen bu duygusal haz hissini doğru kabullenmek gerekir. Sevicilik, eş cinsellik, cins değiştirme, sapkınlık insan fıtratına uygun değildir. Bu özgürleşme de değildir. Bu kirli bir virüstür. Bu ne erkeği  ve ne de kadını mutlu eder.Doğa yı nasıl bozduysak,insan yapımızı da bozmaya çalışıyoruz. Pornoğrafik saldırılar,tüm evreni ve insanlığı sarmış durumda. Her ev de uydu kanallarla, her el de taşınan telefonlarla bunlara ulaşmak kolay artık...

         Gençliğimiz de Trabzon da Amerikan radarı vardı.Oradan her hafta nın bir günü çöp çıkar ve gençler o çöplüğe koşardı.Çünkü o dönem de en açık,en pornagrafik kitap ve dergiler bilhassa çöplüğe atılırdı.Bu durum bir dönem Trabzon gençliğin de ciddi olumsuzluklar yaratmıştı. İnsan oğlu etkilenen ve değişebilen bi varlıktır. Neyse, radar kapandı gitti de gençler de kurtuldu...

       Toplumsal ahlâk önemlidir. Sosyal yapının korunması şarttır. Evliliklerin azaldığı,boşanmaların arttığı bu dönem de milletimizin en büyük sorunu aileyi kurtarmaktadır. Ekonomik meseleler çözülür. Döviz iner çıkar .cari açık bir gün kapanır ama,bozulan sosyal yapımız,ahlâkı değerlerimiz kolay kolay  toparlanamaz.Allah korusun,tarih in derinliklerin de yok olur gideriz. 

  Hepimizin, bilhassa bizleri yönetenlerin aklını başlarına almalar şarttır. Bu işin dönüşü yoktur....

                               Nizamettin Kutlu
                                    28.4.2020