Ayasofya'nın ibadete açılması, tarihin tozlu sayfalarında bir muhteşem tarihi an olarak kayda geçti.

83 milyonluk Türkiye ve Müslüman aleminin hislerine tercüman olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a minnettarız. Allah razı oldun.

10 TEMMUZ 2020 CUMA GÜNÜ, Ayasofya'nın ibadete açılması kararı çıktığında gözlerimin yaşardığını hatırlıyorum. Bu adım, Türk Milleti'nin sinesinden çıkmış Başkan Erdoğan'ın özgüvenini ve egemenliğe düşkünlüğünü çok net ortaya koyan köşe başlarından birisidir. Ayasofya'nın yeniden cami olması sadece kendi Anadolu topraklarında değil, bölgesinde ve İslam aleminde dünyanın parlak günlerinden birisinin tarihe yazılmasıdır.

Ayasofya'yı ebediyen ibadete açan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, ezilenlerin gür sesi, suskun dünyanın hür sesi, milyonların umut ışığı, mazlumların sırdaşı, gariplerin yoldaşı olduğunu dünyaya bir kez daha göstermiştir.

Bugünün şartları, Ayasofya konusunda böyle bir karar almayı gerektirdi... Türkiye bunu başardı... Çok şükür... Sevinmeliyiz. Ayasofya... Yüzyıllar boyunca yüce yaratıcının adının anıldığı bir eser... Hayret ediyorum, bugün yine yüce yaradanın adının anılacak olması nasıl yadırganır? Yüzlerce yıl orada Allah'ın adı anıldı... Sonra 86 yıl ara verildi... Demek ki o günün şartları onu gerektirdi... Bugün, 86 yıl öncesini ne diye tartışıyoruz? 2020... Şartlar değişti... Türkiye çok ama çok önemli bir karar verdi... Siyasi karar değil... Milletin gönül kararı... Hayırlı olsun.

-Ne yani?.. Ayasofya'yı ibadete açmak için Vatikan'ın, İsrail'in, Amerika'nın iznini mi isteyecektik?

-Karar Türkiye'nin kararı... Bu kararı alırken, NATO'ya, Birleşmiş Milletler'e, Avrupa Birliği'ne mi soracağız?

- İşte tam bağımsız, güçlü ve kararlı Türkiye... Gurur duyuyorum.