Can Azerbaycan geçtiğimiz günlerde Ermenistan’ın saldırısına maruz kaldı. O saldırıyı eminim benim gibi yüreklerinin derinlerinde hisseden birçok kişi oldu. Çünkü o saldırı aynı zamanda bize yapıldığını anlamalıyız. Çünkü biz “İki devlet tek milletiz.”
Öncelikle altını çizeceğim birkaç husus var. Türkiye savunmada kalsaydı, Irak’tan, Suriye’den, Doğu Akdeniz’den, Ege’den kuşatma planları gerçek olacak, ardından da saldırılar başlayacaktı. Azerbaycan savunmada kaldığı müddetçe ne Karabağ kurtarılacak ne de diğer bölgelerdeki işgal sona erecek.
Bu yüzden de Bakü yönetiminin, cesur bir karar alması önemli. Eminim ki bir kez daha ateşkes sağlansa bile Ermeni saldırıları durmayacak. Bu kalleş saldırıdan sonra Türkiye’nin (Dışişleri Bakanlığı); “Azerbaycan’a desteğimiz tamdır. Azerbaycan nasıl isterse o şekilde yanında olacağız” cümlesi iki anlamda çok kritiktir.
Ermenistan Türkiye’ye karşı patronlarının güvencesini almaya çalışıyor. Irak ve Suriye’deki PKK ve DEAŞ’a yüklenen misyon neyse, Libya’da terör baronu Hafter’e yüklenen misyon neyse Erivan’a yüklenen misyon da odur.
Azerbaycan’ın güçlü olması, Orta Asya-Anadolu, Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin de güç haritasını şekillendirecek bir meseledir. Rusya, İran, Fransa ve BAE, Ermenistan üzerinden başlattıkları oyunu sonuçlandırırsa, Türkiye’nin Doğu kapısı tamamen kapanacaktır. Türkiye; “Terör Koridoru”na müdahale etti ve operasyonlarla, müdahalelerle o harita planını bozdu. Doğu Akdeniz’den, Akdeniz’den, Ege’den çevreleme planlarına kararlı ve sert müdahaleler yapıyor. Libya ve Akdeniz’deki güç mücadelesi bunun göstergesi.
Türkiye, bedeli ne olursa olsun, Doğu’daki bu kuşatma, çevreleme planlarına da müdahale etmek zorundadır ve edecektir. Azerbaycan’ın gücünü zayıflatmak, Türkiye’nin Doğu kapılarını kapatmak için yeni bir senaryo sahneleniyor. Hazar, Güney Kafkasya, petrol boru hatları, ulaşım koridorları, Azerbaycan’ın direnci, Türkiye’nin gücü bu saldırılarla masaya yatırılıyor.
Kafkasya’dan en kısa sürede bir zafer bekliyoruz!